Gel bakiim otur şöyle,heh yaslan arkana güzelce.
Varsa çayın koy sigaran da yanında olsun.Tüm piçler toplananın karşıma,yemedim içmedim yazı yazmaya karar verdim amk az buçuk değerimi bilin.Yazı biraz uzun,kafanızı boşaltın öyle okuyun külahları değişmeyelim.
Efenim 3 Temmuz'dan beri yaşanan bu süreçte..
şaka lan şaka tamam amk.
"Tescilli Fransız Galatasaray","Fransız Dölleri","Komutan bilmem kimin övündüğü lise" falan fıstık.
Hadi Galatasaray Lisesi'nin
3 dönem verdiği şehitlerden dolayı mezun veremediğini es geçiyorum.
Galatasaray Lisesi nedir en önemlisi bu keraneciler.
Malum Gül Baba'dan beri faaliyet gösteren 600 yılı aşkındır eğitim hizmeti veren bir kurum.Son zamanlarında Fransız sistemine yakınlık gösterdiği doğrudur,hatta bir çok özelliği ile etkisi altına girdiği de öyle.
Peki;
Karşı kıyının sakinlerinin kuruluş hikayesi nedir?
Gelin keratalar hep beraber önce resmi sitelerine uğrayalım;
İşte, içinde bulundukları tarihin de desteğinden güç alan Kadıköy’lü gençlerden,
Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri
Bey’in oğlu Ziya(Songülen) Bey ile Harekat Ordusu Feriki (tümgeneral)
Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade
Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey, Necip Bey’in Moda Başpınar
sokak 3 numaralı evinin selamlık katında yaptıkları bir görüşme sonucunda
kuracakları takımın ilk fikir harcını atıyorlardı. Gerekli olan parayı da
finanse edecek olan dönemin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade
Ziya Bey’e kulübün kurucu başkanlık şerefini, Osmanlı Bankası memurlarından
Ayetullah Bey’e katiplik (sekreter) görevini, Bahriye Subayı Necip Bey’e de
kaptanlık ve veznedarlık (sayman) görevini veriyorlardı.
Ben tamamını okumak istiyorum amk!
E ne var lan göt St.Joseph'in neyi var ki?
Dersen sikerim senin kafanı götünden,hiçmi kitap okumadın hiçmi araştırma içine girmedin be at yarraağı?
Misyonerlik nedir bilirmisin?
Bak gel misyonerlik nedir neden yapılır diyorsan;
Cizvitler'in başlıca faaliyet gösterdikleri alanlar başta Mersin, olmak üzere İstanbul, İzmir, Halep, Suriye, Filistin, Mısır, Irak, Kıbrıs ve Orta Yunanistan'dı. İstanbul'da 1362 Yılında, aslında mahalle çocuklarının öğrenim görmeleri için yapılmış olan basit bir okul manastıra bağlanmış, 1607’de ise Kral Henri IV tarafından gönderilen cizvit rahipleri tarafından geliştirilmiştir. 1783 yılında Kral Louis XVI’nın emriyle cizvit rahipleri okulu şimdiki Saint-Benoit kolejini açan Lazaristler’e devretmişlerdir. İstanbul'daki Saint-Benoit Fransız Lisesi cizvitler tarafından kurulmamış olmasına karşın, gelişiminde cizvitlerin etkileri görülmektedir. Cizvitlerle birlikte Katolikliğin diğer tarikatları olan Fransisken, Dominiken, Kapuçin ve Frerler de Osmanlı Devletine ayrıcalıkların sağladığı yararlarla gelmeye başladılar. Çoğu kendi isimleriyle anılan St. Joseph, St. Michel, St. Louis, Sankt Georg, Mersin, Aya gergeos rum okulu ve Notre Dame de Sion gibi okullar açtılar.
Hayır dahası için Misyonerlik faaliyetleriyle ilgili tonlarca kitap var,internette makale var aç oku piçe bak la herşeyi devletten bekleme.
Neymiş?St.Joseph İstanbul'da St.Benoit'dan sonra misyonerlik faaliyetini yürütmüş en baba kurum.
Peki resmi sitende ne yazıyor?
St.Josephli bilmem kimler tarafından kurulmuş bla bla bla.
E hani Fransız tohumu Galatasaray?hani marjinal bizdik amk?
Bak beynini siktiğimi beyinsizi.Galatasaray ne kadar Fransız ise sende o kadar Ermenisin.
Niye biliyormusun?
Çünkü bu iki kulübün de kurucuları birbirleri ile bal börek yağlı kaymaklı panpalardı kankilerdi.
Fakat sen ırzını siktiğimi liselisi bunu anlayamıyosun hatta bak iyi bak aç götünü gözünü;
Kulaksızoğlu aynı zamanda tenis, hokey ve kürek sporlarında mücadele etti.
[3]
ve bu adamla ilgili resmi sitende bir tane yazı yok fenerbahçeli?Neden?herşeye komplo teorisi üreten o fındık beynin bunu niye düşünemiyor amk?Daha dur olum bu yazı da çok beyin sikicem sen dur bi dakka ellerim titriyor.
Tamam Sakinim.
Kalk bir çay koy gel.İçiyorsan sigara yak yada hiç yakma bırak valla sevişirken falan 30undan sonra tıkanıyomuşsun hacı benden söylemesi.
Nerede kaldıydık,
heh.
Bak bu kurucu tayfası Ali Sami beyle Galip Beyler Ayetullah beyler alayı zengin halis muhlis Türk çocuğu,hepsi zamanında bizim gibi fakirlerin yanından geçemeyeceği tarzda okullarda okuyan şartlarda yaşayan tipler.
Ne yapmışlar?Hobi olarak naapsak naapsak diyerek futbola sarmışlar.Fakat aralarında bazı farklar var belirtmezsem sikerler yani.
Şimdi Galatasaray tamamı Türk olan kişiler tarafından kurulan ve amaçları kesinlikle Türk olmayan takımları yenmek olan bir kulüp olarak kuruluyor,yani kafadan kuruluş mentaliteleri bu hacı.Çok ünlüdür slogan zaten yazmıyorum buraya ve Galatasaray Lisesi'nin içinde mutlaka bazı baş papazlar o zamane modernist fransız entelleri vardır illaki lakin genel olarak 3 dönem eğitim veremeyen bir kurumdan bahsediyoruz.Neden?Şehitlerden dolayı.Ki Fenerbahçe 'den yardım ettiği söylenen tonlarca makale iddia var kesinleşmediği için koymuyorum buraya çünkü sanmıyorum inanmak istemiyorum birazda..
Hem ayrıca okul müdürünün kabus gibi çökmesi sonucu gizli gizli top oynayan Ali Sami beylerden bahsediyoruz piçler.Var mı ötesi?Okul komple Fransız olsa bile kurucular senin benim gibi Türk amk daha ne istiyosun?
Peki fenerbahçeli abilerimize bakalım.Kadroyu kes; Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri
Bey’in oğlu Ziya(Songülen) Bey ile Harekat Ordusu Feriki (tümgeneral)
Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade
Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey
Alayı kodaman zengin adamlar,e bu durum bu tarafta da farksız lakin Fenerbahçe'nin Galip Bey ve Ali Sami Bey in karşılıklı takım kurma düşünceleri sonucu vücut bulduğunu 50 tane kaynak söyler.Tabiki de Fb bunu kabul etmez manyaklar mı kabul etsinler lan adamla Galip Bey in ismini geçirmiyorlar tek tük kadrolarda falan var adamın ismi.
Suikast Olayı
Dr.Nazım Bey kimdir?
İttihat Terakki Cemiyeti’nin önde gelenlerinden. Cemiyetin kurulmasında, teşkilatlanmasında,
Meşrutiyeti yeniden kurmasında önemli rol almış birkaç yönetici arasındadır
[1]. 1893 yılında gittiği Paris’te 14 yıl boyunca cemiyetin gelişmesi için çalıştı. 1907 yılında
İzmir ve
Selanik’e geçerek Meşrutiyetin ilanı için mücadele devam etti; bunu başaran ekibin içinde yer aldı.
I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar cemiyette verilen bütün kararlarda söz sahibi oldu.
1916-1918 yılları arasında,
Fenerbahçe Kulübü Başkanlığını yürüttü. Osmanlı Devleti’nde son Talat Paşa hükümeti içinde Maarif Nazırı olarak yer aldı. Devletin yenilgisi ile biten I. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’ya kaçtı ve 1922’de yurda dönebildi. Çeşitli siyasi etkinlikleri nedeniyle daha önce üç kez idam cezası alan Doktor Nazım, son olarak 1926’da
Atatürk’e karşı düzenlen
İzmir Suikastı’ndan ötürü yargılandı ve idam edildi.
Ya ben daha başka ne diyeyim amk kafamı dağlara taşlara mı vurayım?
Başkanlarının Sabıkalı olması:
Ya arkadaş bak her insan suç işleyebilir tamam doğaldır buna lafımız yok ama sen pürü pak ter temiz gibi görünüp rakibine habire kesinleşmemiş ve mahkleme kararı olmayan iddialarla salça olursan adamı çatalından sikerler.Lan az adam olun olm bu lan temizlikçinizin şike yapmadığı kalmış hala direniş hala bilmem ne.Herifler kurmuşlar twitter ve facebook tan PR ekibini milyonlarca garibi ayakta sikiyolar kandırıyorlar resmen sizde peşlerinden gidiyosunuz.Olum 105 yıllık kulübün başındaki adamlar şike yapmış kafan alıyormu anten?
Gelelim sonuca.Bak güzel evladım,bak klavye tribüncüsü entel artistim dur palazlanma Kabe'ye taş atmışa dönersin.
Galatasaray ne kadar fransızsa sende o kadar Misyonersin Ermenisin.Başkanlarının yaptıkları ortada,yöneticilerinin ve paralı maşaları olan 12 numaranın yaptıkları ortada.Sen hala..hala enaylik hala Elizabeth amk.
Neyse müsait değilim fazla ayrıntıya giremedim yoksa çok daha bol sikertmeli bir yazı çıkardı da neyse.
haydi keraneciler çav..