29 Temmuz 2012 Pazar

Fenerbahçe vs Cemaat on da Floor

Merhabalar canlarım

Şimdi direk kopyala yapıştır bir yazı koyuyorum fakat bu yazıdan önce Fb yönetiminde ki cemaat kadrosunu ve Aziz'in RTE ye yaranmasını hatırlatır sizi yazıyla baş başa bırakırım;

Limitsiz Peşkeşler , Gizlenen Gerçekler !

Galatasaraya devlet eliyle stat yapıldığını sürekli bağırarak gündeme getirenler Devlet bakanı Cemil Çiçek tarafından açıklanan resmi rakamlardan sonra (yapılan açıklamaya göre devlet 250 milyon TL kazanmış olduğu belgelenmiş oldu.)sus pus oldular.

Fenerbahçe kulübünün sürekli olarak Seyrantepeyi gündeme getirerek devletin çeşitli kurumlarından neler talep edip neler elde etiğini ve bunların da olumsuz haber olarak basında yer almamasının, bürokratik engellere takılmamasının,mimarlar odasınca dava açılmamasının ne kadar şaşırtıcı ve tesadüf eseri olduğunu aşağıda tek tek madde halinde görelim.

1-F.bahçe kulübü öncelikle mülkiyeti hazineye ait olan Saraçoğlu stadı yanındaki 25 bin m2 lik hazineye ait arazi hakkında Milli Eğitim Müdürlüğü ile anlaşma yapmış ve planlarda okul alanında bulunan bu arazinin ticaret alanı olarak planının değiştirilmesini gerçekleştirmiş( Bu plan değişikliği imar yasasına aykırıdır.Mimarlar odası bu plana dava açmamıştır.) bu bölgenin çok ama çok uzağında 3 adet okul inşaatı yapma sözü vermiştir ve yapılacak ticaret alanının yıllık gelirinden cüzi bir pay Milli Eğitime verilmesi anlaşması yapılmıştır.Oysa bu bölgedeki 25 bin m2 lik bir arazinin değeri değil 3 okul 15 okul yaptırılsa dahi bu arazinin maddi değerine ulaşamaz.Burada önce uzun yıllar kirala sonra ihale ile yok pahasına tapusunu al mantığı ile yola çıkıldığı aşikardır.Devlet aleni şekilde zarara uğratılmıştır.Ancak konuyu ne basın yazmış, ne de müfettişler araştırmıştır.Mimarlar odası da şehrin göbeğindeki bu peşkeşe ses çıkarmamıştır.Spor kulübü olan Fenerbahçe devlet malı üzerinden holdingleşme yolunda ilk faaliyetini başarı ile gerçekleştirmiştir.

2-Ataşehirde mülkiyeti Kadıköy belediyesine ait olan 60 bin m2 lik arazi;Toki tarafından kamuya ayrılması için Kadıköy belediyesine bedelsiz hibe edilen bu arazi Kadıköy belediyesi tarafından kimsenin ruhu duymayacak (sadece f.bahçe kulübü haberdar olacak şekilde) şekilde Bursadaki yerel bir gazeteye ilan verilerek ihale ilanı yapılmış ve (maddi açıdan kötü durumdayım diyen Kadıköy belediye başkanı Selami öztürk İstanbulun göbeğindeki 60 bin m2 lik bir araziyi bursadaki yerel bir gazeteye ilan veriyor.)sadece Fenerbahçe kulübünün ihaleye girmesi sağlanmıştır.Doğal olarak
Fenerbahçe spor kulübü bu araziyi (imarı spor alanı iken) yıllık 30 yıllığına ,çok cüzi bir miktara kiralanıyor.Daha sonra Fenerbahçe spor kulübü buranın imarını artırarak ve otel ,ticaret ,alışveriş merkezi olacak şekilde plan değişikliği yapılmasını sağlıyor.Burada inşaata başlıyor.İhaleden 2 yıl sonra da arsanın satışı için ihaleye çıkılıyor.Tabi Selami Öztürkün belediyesinin paraya ihtiyacı var ya!30 yıl üst kullanım hakkı başkasında olan arazinin ihalesine kim girer sizce.tabi ki sadece üst kullanım hakkı elinde bulunan fb kulübü.ihaleyi metrekaresi 1000 liradan alır.halbuki hemen yanındaki arazi metrekaresi 4000 liradan satılmıştır toki tarafından.Devletin ne kadar zarara uğratıldığının açık bir belgesidir bu olay.Mimarlar odasından,bürokratlardan ve siyasilerden yine ses yoktur bu olaylar karşısında.Ülker burada şu anda inşaatı yapıyor ve bitirmek üzere.Spor kulübü olan fenerbahçe ise holdingleşme yolunda devletin bir imkanını daha kullanarak çok önemli adım atmıştır.En önemlisi bununla yetinmeyen fenerbahçe yönetimi arazinin inşaat emsalini 2.07 ye çıkarmak için çalışmaları yürütmektedir.Bunun anlamı inşaat alanının mevcuda gör e 3 kat daha artması ve arazi değirinin 1 milyar dolara ulaşmasıdır.Bunun izahı var mıdır?

3-Yine Ataşehirde bulunan hazineye ait başka bir 50 bin metrekarelik arazi.Fenerbahçe kulübünün kiraladığı bu arazi tamamen yeşil alan.Kulüp yeşil alanın özel üniversite alanına alınması için belediyeye imar değişikliği talebinde bulunur.Önce mahalle muhtarı hayır burayı imara açamazsınız diyerek karşı gelir.Ancak aradan geçen süreç içinde nedense muhtar efendinin fikri değişir.Bizarcık bir alan yeşil verirseniz sıkıntı yok der.ve plan değişikliği gerçekleşir.Burada özel üniversite yapılacak ve bir öğrenci yıllık en az 15.000 tl vererek Fenerbahçe holding AŞ ye maddi katkıda bulunacak.

4-Düzce topuk yaylasında ormanın içinde tahsis edilen 150 dönümlük arazi.Tesislerin yapımı için de Spor Totodan 8 milyon dolar destek alnır.Arazi bedava ,tesis devletten.Peki bunlar neyin karşılığında ?.Cevap yok.

5-Ankara İncek Gölbaşında tahsis edilen 32 dönümlük arazi.Neyin karşılığında.Cevap yok.

6-Son olarak istanbulun en pahalı mahallesi olan Floryada karşılıksız 49 yıllığına kiralanan 4,5 dönüm arazi.Bu araziyi kim nasıl hangi hakla veriyor.Hazine burayı Gençlik ve Spor Müdürlüğüne tahsis ediyor.Gençlik ve Spor il Müdürlüğü de bedelsiz 49 yıllığına fb ye veriyor.çok gizli ve sessiz çalışmalar ile .


Say say bitmiyor.


Tüm bunlar gerçekleşirken kimsenin ruhu duymuyor.Ama seyrantepe de hiçbir zaman gündemden düşmüyor.Sözde spor kulübü olan Fenerbahçe de holdingleşme yolunda hızla devam ediyor, hem de Limitsiz Peşkeşler , Gizlenen Gerçeklerle.Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç bir spor kulübü devlet tarafından bu kadar destek görmedi.Yukarıda sayılan konuların ne eşitlikle , ne adaletle , ne de yasalarla izah edilir yanı yok.2-3 milyar dolar değerindeki bu araziler bedelsiz olarak fenere verilerek tüyü bitmemiş yetimin hakkı yeniyor.

Allah Gözünüzü doyursun ! Tek kuruşumuzu helal etmiyoruz.




17 Temmuz 2012 Salı

Paraspooooorrr Olleeeyyyy


Yahu ne yanar döner herifmişsin sen arkadaş,allah çarpsın takımımdan sevdamdan soğur gibi oluyorum şu fotoğrafı görünce.Yazık şu güzelim zevklere yazık ulan.

5 Temmuz 2012 Perşembe

Kim Fransız,Kim Türk?

Gel bakiim otur şöyle,heh yaslan arkana güzelce.

Varsa çayın koy sigaran da yanında olsun.Tüm piçler toplananın karşıma,yemedim içmedim yazı yazmaya karar verdim amk az buçuk değerimi bilin.Yazı biraz uzun,kafanızı boşaltın öyle okuyun külahları değişmeyelim.

Efenim 3 Temmuz'dan beri yaşanan bu süreçte..

şaka lan şaka tamam amk.

"Tescilli Fransız Galatasaray","Fransız Dölleri","Komutan bilmem kimin övündüğü lise" falan fıstık.
Hadi Galatasaray Lisesi'nin 3 dönem verdiği şehitlerden dolayı mezun veremediğini es geçiyorum.

Galatasaray Lisesi nedir en önemlisi bu keraneciler.

Malum Gül Baba'dan beri faaliyet gösteren 600 yılı aşkındır eğitim hizmeti veren bir kurum.Son zamanlarında Fransız sistemine yakınlık gösterdiği doğrudur,hatta bir çok özelliği ile etkisi altına girdiği de öyle.

Peki;

Karşı kıyının sakinlerinin kuruluş hikayesi nedir?

Gelin keratalar hep beraber önce resmi sitelerine uğrayalım;

İşte, içinde bulundukları tarihin de desteğinden güç alan Kadıköy’lü gençlerden, Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri Bey’in oğlu Ziya(Songülen) Bey ile Harekat Ordusu Feriki (tümgeneral) Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey, Necip Bey’in Moda Başpınar sokak 3 numaralı evinin selamlık katında yaptıkları bir görüşme sonucunda kuracakları takımın ilk fikir harcını atıyorlardı. Gerekli olan parayı da finanse edecek olan dönemin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey’e kulübün kurucu başkanlık şerefini, Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah Bey’e katiplik (sekreter) görevini, Bahriye Subayı Necip Bey’e de kaptanlık ve veznedarlık (sayman) görevini veriyorlardı. 


 Ben tamamını okumak istiyorum amk!

E ne var lan göt St.Joseph'in neyi var ki?

Dersen sikerim senin kafanı götünden,hiçmi kitap okumadın hiçmi araştırma içine girmedin be at yarraağı?
Misyonerlik nedir bilirmisin?
Bak gel misyonerlik nedir neden yapılır diyorsan;


Cizvitler'in başlıca faaliyet gösterdikleri alanlar başta Mersin, olmak üzere İstanbulİzmirHalepSuriyeFilistinMısırIrakKıbrıs ve Orta Yunanistan'dı. İstanbul'da 1362 Yılında, aslında mahalle çocuklarının öğrenim görmeleri için yapılmış olan basit bir okul manastıra bağlanmış, 1607’de ise Kral Henri IV tarafından gönderilen cizvit rahipleri tarafından geliştirilmiştir. 1783 yılında Kral Louis XVI’nın emriyle cizvit rahipleri okulu şimdiki Saint-Benoit kolejini açan Lazaristler’e devretmişlerdir. İstanbul'daki Saint-Benoit Fransız Lisesi cizvitler tarafından kurulmamış olmasına karşın, gelişiminde cizvitlerin etkileri görülmektedir. Cizvitlerle birlikte Katolikliğin diğer tarikatları olan FransiskenDominikenKapuçin ve Frerler de Osmanlı Devletine ayrıcalıkların sağladığı yararlarla gelmeye başladılar. Çoğu kendi isimleriyle anılan St. JosephSt. MichelSt. LouisSankt Georg, Mersin, Aya gergeos rum okulu ve Notre Dame de Sion gibi okullar açtılar.
Salname ve Misyon Raporlarından yapılan derlemelere göre I. Dünya Savaşı öncesinde Fransız Katoliklerinin Osmanlı Devletinde dağılımı şu şekilde olmuştur:


Hayır dahası için Misyonerlik faaliyetleriyle ilgili tonlarca kitap var,internette makale var aç oku piçe bak la herşeyi devletten bekleme.

Neymiş?St.Joseph İstanbul'da St.Benoit'dan sonra misyonerlik faaliyetini yürütmüş en baba kurum.
Peki resmi sitende ne yazıyor?
St.Josephli bilmem kimler tarafından kurulmuş bla bla bla.

E hani Fransız tohumu Galatasaray?hani marjinal bizdik amk?

Bak beynini siktiğimi beyinsizi.Galatasaray ne kadar Fransız ise sende o kadar Ermenisin.

Niye biliyormusun?

Çünkü bu iki kulübün de kurucuları birbirleri ile bal börek yağlı kaymaklı panpalardı kankilerdi.

Fakat sen ırzını siktiğimi liselisi bunu anlayamıyosun hatta bak iyi bak aç götünü gözünü;

Galip Kulaksızoğlu (1889 - 1939), Türk futbolcu ve Fenerbahçe başkanı.[1][2]
Galatasaray Lisesi'nden mezun olan Galip Kulaksızoğlu, 17 sene Fenerbahçe'de futbolculuk yaptı.[kaynak belirtilmeli] Daha sonra antrenörlük ve kulüp başkanlığı görevlerini üstlendi.
Kulaksızoğlu aynı zamanda tenis, hokey ve kürek sporlarında mücadele etti.[3]



ve bu adamla ilgili resmi sitende bir tane yazı yok fenerbahçeli?Neden?herşeye komplo teorisi üreten o fındık beynin bunu niye düşünemiyor amk?Daha dur olum bu yazı da çok beyin sikicem sen dur bi dakka ellerim titriyor.

Tamam Sakinim.

Kalk bir çay koy gel.İçiyorsan sigara yak yada hiç yakma bırak valla sevişirken falan 30undan sonra tıkanıyomuşsun hacı benden söylemesi.

Nerede kaldıydık,
heh.
Bak bu kurucu tayfası Ali Sami beyle Galip Beyler Ayetullah beyler alayı zengin halis muhlis Türk çocuğu,hepsi zamanında bizim gibi fakirlerin yanından geçemeyeceği tarzda okullarda okuyan şartlarda yaşayan tipler.

Ne yapmışlar?Hobi olarak naapsak naapsak diyerek futbola sarmışlar.Fakat aralarında bazı farklar var belirtmezsem sikerler yani.

Şimdi Galatasaray tamamı Türk olan kişiler tarafından kurulan ve amaçları kesinlikle Türk olmayan takımları yenmek olan bir kulüp olarak kuruluyor,yani kafadan kuruluş mentaliteleri bu hacı.Çok ünlüdür slogan zaten yazmıyorum buraya ve Galatasaray Lisesi'nin içinde mutlaka bazı baş papazlar o zamane modernist fransız entelleri vardır illaki lakin genel olarak 3 dönem eğitim veremeyen bir kurumdan bahsediyoruz.Neden?Şehitlerden dolayı.Ki Fenerbahçe 'den yardım ettiği söylenen tonlarca makale iddia var kesinleşmediği için koymuyorum buraya çünkü sanmıyorum inanmak istemiyorum birazda..

Hem ayrıca okul müdürünün kabus gibi çökmesi sonucu gizli gizli top oynayan Ali Sami beylerden bahsediyoruz piçler.Var mı ötesi?Okul komple Fransız olsa bile kurucular senin benim gibi Türk amk daha ne istiyosun?

Peki fenerbahçeli abilerimize bakalım.Kadroyu kes; Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri Bey’in oğlu Ziya(Songülen) Bey ile Harekat Ordusu Feriki (tümgeneral) Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey

Alayı kodaman zengin adamlar,e bu durum bu tarafta da farksız lakin Fenerbahçe'nin Galip Bey ve Ali Sami Bey in karşılıklı takım kurma düşünceleri sonucu vücut bulduğunu 50 tane kaynak söyler.Tabiki de Fb bunu kabul etmez manyaklar mı kabul etsinler lan adamla Galip Bey in ismini geçirmiyorlar tek tük kadrolarda falan var adamın ismi.

Suikast Olayı 

Dr.Nazım Bey kimdir?
İttihat Terakki Cemiyeti’nin önde gelenlerinden. Cemiyetin kurulmasında, teşkilatlanmasında, Meşrutiyeti yeniden kurmasında önemli rol almış birkaç yönetici arasındadır[1]. 1893 yılında gittiği Paris’te 14 yıl boyunca cemiyetin gelişmesi için çalıştı. 1907 yılında İzmir ve Selanik’e geçerek Meşrutiyetin ilanı için mücadele devam etti; bunu başaran ekibin içinde yer aldı. I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar cemiyette verilen bütün kararlarda söz sahibi oldu.
1916-1918 yılları arasında, Fenerbahçe Kulübü Başkanlığını yürüttü. Osmanlı Devleti’nde son Talat Paşa hükümeti içinde Maarif Nazırı olarak yer aldı. Devletin yenilgisi ile biten I. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’ya kaçtı ve 1922’de yurda dönebildi. Çeşitli siyasi etkinlikleri nedeniyle daha önce üç kez idam cezası alan Doktor Nazım, son olarak 1926’da Atatürk’e karşı düzenlen İzmir Suikastı’ndan ötürü yargılandı ve idam edildi.

Kaynak: Tıkla panpa

Ya ben daha başka ne diyeyim amk kafamı dağlara taşlara mı vurayım?

Başkanlarının Sabıkalı olması:


Ya arkadaş bak her insan suç işleyebilir tamam doğaldır buna lafımız yok ama sen pürü pak ter temiz gibi görünüp rakibine habire kesinleşmemiş ve mahkleme kararı olmayan iddialarla salça olursan adamı çatalından sikerler.Lan az adam olun olm bu lan temizlikçinizin şike yapmadığı kalmış hala direniş hala bilmem ne.Herifler kurmuşlar twitter ve facebook tan PR ekibini milyonlarca garibi ayakta sikiyolar kandırıyorlar resmen sizde peşlerinden gidiyosunuz.Olum 105 yıllık kulübün başındaki adamlar şike yapmış kafan alıyormu anten?

Gelelim sonuca.Bak güzel evladım,bak klavye tribüncüsü entel artistim dur palazlanma Kabe'ye taş atmışa dönersin.

Galatasaray ne kadar fransızsa sende o kadar Misyonersin Ermenisin.Başkanlarının yaptıkları ortada,yöneticilerinin ve paralı maşaları olan 12 numaranın yaptıkları ortada.Sen hala..hala enaylik hala Elizabeth amk.

Neyse müsait değilim fazla ayrıntıya giremedim yoksa çok daha bol sikertmeli bir yazı çıkardı da neyse.

haydi keraneciler çav..